Boğaz Köprüsü’nün restorandan görülen ışıkları, parkın yeşilliğine karışan Boğaz’ın mavisi ve mekanın bir kadife gibi sarmalayan tok renkli, yumuşak ışıklı ambiansı; masalara zarifçe servis edilen kuzu incikler, Çanakkale ıstakozları, Boğaz levrekleri… İsmini gün batımında İstanbul’un en güzel manzaralarından birini sunan bir lokasyona kurulmasından alan Sunset Grill&Bar’a adımınızı attığınız andan itibaren etkilenmemeniz imkânsız, çünkü zaten burası sizi bir anda şehrin uğultusundan çekip çıkarıvermek ve ilk dakikadan itibaren harika bir akşam geçireceğinizi hissetmeniz için tasarlanmış, özel bir mekan. Fakat kendinizi esas özel hissettiren, Sunset Grill&Bar ekibinin size nasıl davrandığı… Bu restoran, el yapımı harika bir mekanik saat gibi “eski usul” zarafetle işliyor.
Sunset Grill&Bar’ın yöneticilerinden Ebru Tansever ve salon müdürü Gazi Akyol, “Evet, manzaramız çok güzel, yemeklerimiz lezzetli, atmosferimiz etkileyici, ama İstanbul gibi devasa bir şehirde manzarası güzel veya yemekleri lezzetli birçok yer bulabilirsiniz. Bizi diğerlerinden ayıran, bu üç özelliği mükemmel bir servisle birleştirmemiz ve bunu yıllardır sürdürebilmemiz,” diyor. Hakikaten de Sunset Grill&Bar, kurulduğu 1994 yılından beri devamlı arttırdığı servis kalitesiyle haklı bir üne sahip. Bunun, Mastercard sponsorluğundaki MICHELIN Servis Ödülü’yle perçinlenmesi de her şeyi ne kadar doğru yaptıklarının bir kanıtı… Doğrusu teras, salon ve bar kısmında kışları üç yüz, yazları dört yüzü aşkın yemek müşterisine servis verebilen, hem öğle hem akşam yemeği sunan, hatta akşamları 17:00-21:00 ve 21:30-00:00 şeklinde çift oturum uygulayan bir restoranın bu ödülü alabilmesi hakikaten sıradışı bir durum, çünkü burada devasa bir operasyon yürüten, son derece özenli bir fine-dining mekânından bahsediyoruz.
Bu başarının sırrı, aslında mutfak ve servis ekibini tanıdığınızda ortaya çıkmaya başlıyor. Restoranın salon müdürü Gazi Akyol da, şef garsonu İsmail Gökmen de, somölyesi Süleyman Şen de Sunset Grill&Bar’ın kurulduğu 1994’ten beri burada çalışıyorlar; keza bugün restoranın yönetici şefi olan Erol Arslan da aynı tarihte mutfakta çalışmaya başlamış. Tam 28 yıldır birlikte görev yapan bu ekip, artık doğal olarak mükemmel bir senkronizasyona ulaşmış durumda. Amaçsa ekibe yeni katılan herkesin aynı seviyeye ulaşması… “Göreve başlayacak tüm garsonlar önce mutfakta bir hafta eğitim alır, bütün yemeklerimizi detaylarıyla öğrenirler. Daha sonra menüde değişiklikler olacağı zaman yeni yemeklerin hepsi pişirilir, tüm mutfak ve servis ekibi birlikte tadar, üzerine konuşurlar. Düzenli olarak da eğitimler tekrarlanır,” diyor Gazi Bey. Bu sayede garsonlar, müşteri menüdeki balığın nerenin balığı olduğunu sorduğunda ya da kuzu inciğin pişirme tekniğine ilişkin bilgi almak istediğinde detaylı bilgi verebiliyor, hatta müşterinin daha mutlu olması için neye ihtiyaç duyduğunu anlayarak buna göre tavsiyeler geliştirebiliyorlar. Bu bakımdan restoranın katı kuralları yok, müşterinin bir “misafir” olarak kendini evinde hissetmesi için ne gerekiyorsa yapılıyor, buna öneriler sunmaktan tabaklarda anlık değişiklikler yapmaya dek her şey dahil.
Elbette köklü bir mekân olmanın getirdiği bazı zorluklar da var, örneğin menü yenilenirken yıllardır aynı tabağı yemeye gelenlerin o “klasik”leri yine menüde bulabilmesi gerekiyor, ama diğer yandan yeni trendlere, yeni müşterilerin arayışlarına da hitap edebilmeleri gerektiğinin farkındalar. Aynı denge meselesi müşterilerine olan yaklaşımda da ortaya çıkıyor: Gelenlerin neredeyse yarısını müdavimlerin oluşturduğu bir restoran hem onlara kendilerini daima özel hissettirebilmek zorunda, hem de ilk kez gelenleri müdavime dönüştürebilmek için kusursuz bir ilgiyle kalplerini çalabilmeli… Sunset Grill&Bar, 1999’da Türkiye’de ilk kez “Japon restoranı olmayan” bir restoran olarak sushi barını servise açıp İstanbulluları bu konseptle tanıştırmayı bildiği gibi, bugün şehrin en iyi sushilerini yapan yerlerden biri olmaya ve yine ona ün kazandıran nefis biftekleri, kuzu kafesleri pişirmeye devam ediyor, ama bir yandan sürekli değişen tadım menüleri de hazırlıyor. Tam da bu yüzden, buraya 25 yıldır gelen müşterileri de var, henüz otuzlarının başlarında olup Sunset Grill&Bar'ı yeni keşfedenler de, İstanbul’a ilk kez geldiği halde tavsiye üzerine burayı seçen turistler de…
“İşin sırrı, misafirlerin isteklerini bazen onlar söylemeden tahmin edebilmek ve önden hazırlık yapabilmek” diyor salon müdürü Gazi Bey. Sunset Grill&Bar'da sizin için siz oraya varmadan çok önce bir hazırlık başlıyor. Öncelikle rezervasyon alınırken müşterinin talepleri soruluyor, titizlikle not alınıyor. Salon her akşam müşterilere göre düzenleniyor, romantik bir masaya ihtiyaç duyabileceği düşünülen çiftlerle kalabalık kutlama masaları yan yana getirilmiyor, iş konuşmak için sakin bir masaya ihtiyaç duyacağı bilinen bir müşteri asla misafirlerine karşı mahçup edilmiyor. Her gün personel toplantısında bir önceki günün değerlendirmesi yapıldıktan sonra o akşamki rezervasyon listesi üstünden gidiliyor ve belli garsonların aşina olduğu müşterilere bizzat servis verebilmeleri için salondaki görev yerleri de o akşamın salon düzenine göre değiştiriliyor. Böylece müşterilerle servis elemanları arasında bir süreklilik sağlanıyor. Ayrıca garsonlar her gün yemeklerle, ortamla, servisle ilgili müşterilerden aldıkları geri bildirimleri muhakkak iletiyorlar ve siparişlerle yorumlar günlük olarak karşılaştırılıyor, ardından her günün raporu işlenerek sayısal verilere dönüştürülüyor. Kısaca hiçbir şeyin tesadüfe bırakılmadığı, her şeyin titizlikle takip edildiği bir restoran burası; bu da ona başarıyı getiriyor.
Sunset Grill&Bar’a ün kazandıran bir diğer faktörse İstanbul’un en geniş şarap kavlarından birine sahip olması ve alanında en yetkin isimlerden biri olan Süleyman Şen’in buranın kavını yönetmesi. 600’ün üstünde şarap çeşidi bulundurulan kavda dünyaca ünlü Petrus’lerin, Château Mouton Rotschild’lerin yanı sıra, 150’ye yakın Türk şarabı da yer alıyor. Yemekleri arzuya göre yerli veya yabancı şaraplarla eşleştiren Süleyman Bey, Türkiye’yi ilk kez ziyaret edenlerin genellikle Türk yemeklerini tercih ettiklerini, kendisinin de bu tabaklarla iyi gidecek yerli şarapları önererek misafirlere yeni keşifler yapmaları için yardımcı olmaktan zevk aldığını belirtiyor. Narince ve Emir’den yapılan zarif şarapların yanı sıra Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden elde edilen güçlü karakterli şarapların da genellikle çok beğenildiğini söyleyen Süleyman Bey, kavında butik üreticilere özellikle yer vermeye özen gösteriyor. Türk mutfağının en öne çıkan yemeklerinden Boğaz balıklarını veya yumuşacık pişirilmiş kuzu etlerini yerken de, dünyanın önde gelen tatlarından Gillardeau istiridyeler ya da toro sashimi tercih ederken de, burada sizin için en doğru şarap eşleştirmelerinin yapılacağına güvenebilirsiniz.
İster barda taze meyve püreleriyle hazırlanan nefis kokteylinizi yudumlarken özenle hazırlanmış başlangıçların tadına bakın, ister masanıza kurulup uzun ve enfes bir akşam yemeğinin tadını çıkarın, Sunset Grill&Bar’da büyülü bir akşam geçireceğinizden emin olabilirsiniz. Çünkü mutfağından servisine 28 yıldır bir arada çalışan bir ekibin yönettiği bu restoranda, size kendinizi iyi hissettirmek için ne yapılması gerektiği çok iyi biliniyor!
