Özellikler 4 dakika 11 Ekim 2024

Şarabıyla Bütünlenen Tabaklar: Foxy Nişantaşı ve Vino Locale

Şarabın ilk üretildiği yerleri gözümüzün önüne getirelim. Kafkaslar, Anadolu, Mezopotamya… Yani bugünkü Türkiye coğrafyasının tüm uçlarıyla değdiği, yer aldığı topraklar. Türkiye’deki yerli üzümlerin, yerel üreticilerin elinde birer mücevhere dönüşmesine şaşmamalı o halde, değil mi?

Foxy Nişantaşı

2019 yılında, Türkiye’nin önde gelen şarap uzmanlarından Levon Bağış ile bugün Bir Michelin Yıldızı sahibi Neolokal’in şefi Maksut Aşkar tarafından açılan Foxy, en başından beri şarap odağında kurulmuş bir mekân. Foxy’nin menüsündeki her şey, öncelikle “eşlikçi”: Porsiyonlar daha “tadımlık” boyutta, böylece her farklı şarapta farklı bir tabakla ilerleyebilirsiniz. Aynı şekilde, şarabınızı da dilerseniz “tadımlık” ölçüde alabilir, farklı farklı şaraplar tatmanın zevkine varabilirsiniz. Her tabağın birkaç uygun şarapla eşleşebildiği bu restoranda 200’den fazla şarap ve her şaraba eşlik edecek en az bir doğru tabak var. Zaten amaç da bu: Gelenlerin iyi bir yemek-şarap eşleşmesinin tadına varabilmeleri ve birçok farklı seçeneği deneyimleyebilmeleri.

Foxy Nişantaşı, İç Mekan © Can Mete / Foxy Nişantaşı
Foxy Nişantaşı, İç Mekan © Can Mete / Foxy Nişantaşı
Bunu mümkün kılmak için, Foxy’nin açıldığından beri en önemsediği detaylardan biri, her gün farklı farklı şarapları kadehte de servis etmek. Karatahtasında o günkü şarap menüsünü sergileyen mekânda, normalde kadeh olarak servis edildiğine pek rastlayamayacağınız nice şaraba denk gelmek ve denemek mümkün. Servis personelinin çok iyi öneriler yaptığını da göz önüne alırsak, hem yeni ve farklı şaraplar denemek hem de yanına en iyi eşlik edecek lezzetleri bulup tadabilmek açısından Foxy gerçek bir “deneyim” mekânı.

Ancak aslında buranın en büyük özelliği, Foxy’de yalnızca Türkiye’nin yerli üzümlerinden yapılmış şarapların servis edilmesi… Şüphesiz, Türk teruarına çok iyi uyum sağlamış Merlot veya Chardonnay örnekleri de mevcut, ancak burada öncelik Misket, Narince, Öküzgözü, Foça Karası, Keten Gömlek, Boğazkere, Sultaniye gibi yerli üzümler. Foxy’nin şarap beyni olan ve uzun yıllardır yerli üzümler, asırlık bağlar ve şarabın kültürel mirası üzerine çalışan Levon Bağış, mekânı açarken Maksut Aşkar’la birlikte iki prensipte karar kıldıklarının altını çiziyor: “Bu mekân, yerli üzümlerle yerel mutfağı eşleştirmek için yola çıktı ve bu hep bizim çizgimiz olarak kalacak. Neden bu yola çıktık? Çünkü göstermek istediğimiz iki şey vardı. Bir, bizim mutfağımız şarapla çok iyi uyum sağlıyor. Lakerda ile iyi bir beyaz şarap, topik veya humusla iyi bir kırmızı şarap olağanüstü oluyor. Biz, akla hep rakıyla gelen bu mezelerin, rakıdan önce de bu topraklarda var olan şarapla çok iyi eşleştiğini hatırlatmak istedik, çünkü biraz unutmuştuk. İki, bu ülkenin çok iyi üzümleri var. Ülkemizdeki iyi üzüm çeşidi ve miktarının, bir mekânı çekip çevirmeye hayli hayli yettiğini göstermek gerekiyordu. 2005 yılında bu ülkede sadece 327 farklı yerli şarap vardı, şimdiyse binlerce… Ülke olarak biz üretip tanıttıkça bu sayı daha da artacak, vurgulamak istediğimiz nokta bu, o yüzden de burada sadece yerli üzüm ve yerel üretici olacak.”

Foxy Nişantaşı, Başlangıç © Can Mete / Foxy Nişantaşı
Foxy Nişantaşı, Başlangıç © Can Mete / Foxy Nişantaşı
Türkiye’nin yerli üzümleri üzerine çok kafa yoran bir şarap uzmanı ve yerel mutfak üzerine eğilen bir şefi tarafından işletilen Foxy’nin odağındaki bu değerler, onu benzersiz bir keşif mekânı kılıyor. Bilhassa doğal şaraplara gösterdikleri ilgimninÜstelik rahat ambiyansı, sokağa taşan masalarıyla burası, aynı zamanda “mahallenin mekanı” havasında. Bazı masalarda birbiriyle selamlaşan müdavimlerin, bazı masalarda şaraba yeni yeni merak salanların, bazı masalarda ise Türkiye’nin şaraplarını keşfe çıkan turistlerin bulunduğu restoran, sıcaklığı ve rahatlığını servisinde de yansıtıyor. Renkli emaye tabaklarda gelen tadımlık lezzetler, o hafta hangi malzemenin zamanıysa ona göre sürekli değişiyor. Malzemesi her zaman bulunabildiği için menüde her zaman lakerda, humus, tarama, topik ve tatlı olarak da kakuleli profiterol hep var; fakat bunların dışında menü hep yenileniyor. Tıpkı şarap kavında her zaman onlarca şarap bulunması, ama Foxy’nin karatahtasındaki “kadehlik servis” şaraplarının hep değişmesi gibi… Bu anlamda Bağış ve Aşkar, birlikte bir uyum içinde, bazen menüdeki bir tabağa uygun bir şarap seçiyor, bazen bir şaraba uygun bir tabak yaratıyor, ama muhakkak dengeyi gözetiyorlar. Bilhassa doğal şarap üretimine destek vermeyi.

Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, ister şaraba yeni merak salanlardan olun ister daimi bir şarap sevdalısı, aradığınız ister Öküzgözü-Boğazkere gibi klasik bir kupaj olsun ister yerli üzümden pet-nat veya natürel şarap gibi yeni denemeler, İstanbul’da şarap denemek için tek bir mekan seçecekseniz orası Foxy olmalı…

Foxy Nişantaşı, Dış Mekan © Can Mete / Foxy Nişantaşı
Foxy Nişantaşı, Dış Mekan © Can Mete / Foxy Nişantaşı

Vino Locale

Urla’nın en özel restoranlarından Vino Locale, hem Bir Michelin Yıldızı hem de Yeşil Yıldız sahibi olmasının yanı sıra, sürdürülebilirliğe ve yerelliğe her açıdan çok önem vermesiyle de öne çıkan mekânlardan. Ancak mekanın ortaklarından Seray Kumbasar’ın 2023 yılındaki Michelin töreninde Türkiye’ye ilk kez “En İyi Sommelier” ödülünü getirmesi, Vino Locale’nin şarap konusundaki özenini ve vurgusunu çok daha fazla kişinin fark etmesini sağladı.

Bunu da okuyabilirsiniz: Urla’nın Yeşil Yıldızlı Restoranları: Hiç, Vino Locale, Od Urla


Vino Locale, Seray Şen Kumbasar, Michelin Sommelier Ödülü 2024 © Burçin Esin / Vino Locale
Vino Locale, Seray Şen Kumbasar, Michelin Sommelier Ödülü 2024 © Burçin Esin / Vino Locale
Türkiye’nin en önemli bağ yollarından biri olan Urla Bağ Yolu üzerindeki restoran, bu açıdan bölgenin malzemesini bölgenin en iyi şaraplarıyla eşleştirmek konusunda şanslı. Ancak Seray Kumbasar kesinlikle bununla sınırlı kalmıyor, yerel malzemeyle eşleşecek en doğru yerli üretim şarapları bulmak için Türkiye’nin dört bir köşesini geziyor. “Açıldığımız ilk bir, bir buçuk yıl boyunca, menüde sadece bizim bölgemizin şaraplarına yer veriyordum. Ama Elazığ’da, ülkenin en doğusundaki bağlardan bazılarını gezdiğimde fark ettim ki, daha çok yerel üzümü duyurmalı, insanların tanımalarına vesile olmalıydım. Önceden şarap listemizi, eşim ve şefimiz olan Ozan’ın tabaklarına uyduruyordum daha çok, fakat bendeki bu tutku ona da geçti. Benim örneğin Karkuş üzümünü ne kadar heyecanla anlattığımı görünce o da ‘Haydi o zaman, Karkuş üzümüne uyacak bir tabak yapalım!’ demeye başladı. O yüzden artık bazı tabaklarımızı, bazı yerel üzümlerimize özel geliştiriyoruz, hem böylece başka başka üzümlerimizi de konuklarımıza tanıtmış oluyoruz,” diyen Seray Kumbasar, aslında şarap ve yemek arasındaki mükemmel ilişkiye referans veriyor: Tıpkı ideal bir ilişkide olması gerektiği gibi, yemek-şarap eşleşmesinde de her zaman “bir tarafın dediği” olmamalı, bazen biri diğerine uymalı, ama muhakkak ki iki taraf da birbirini tamamlamalı ve heyecan duymalı!

Vino Locale, Başlangıç © Burçin Esin / Vino Locale
Vino Locale, Başlangıç © Burçin Esin / Vino Locale
Yerli üzümler ve yerel şaraplar konusunda heyecanının bulaşıcı olduğunu Michelin müfettişlerinin de belirtmekten geri durmadığı Seray Kumbasar, bilhassa yeni jenerasyonun bu konuda çok ilgili olduğunu gördüğü için kendisinin de anlatmak konusunda daha şevkli hale geldiğini belirtiyor. Önceki jenerasyonların aksine, yeni jenerasyonun daha açık fikirli olması, eğer bir konuya gerçekten ilgi duyuyorsa bilgi edinmek için soru sormaya hiç çekinmemesi, Seray Kumbasar’ın henüz bazı algı ve fikirler kemikleşmediği için genç nesle doğru bilgiyi çok daha kolay aktarabilmesini sağlıyor. Bunun onu en çok motive eden konu olduğunu belirten sommelier, endemik üzümlerden asırlık bağlara dek Türkiye’nin üzüm ve şarap mirasını anlatmaya, sadece o tabakla eşleşen şarap tavsiyesi vermenin ötesinde, bu kültürü aktarmaya büyük önem veriyor. Bu konuda Michelin En İyi Sommelier Ödülü’nü kazanmış olmasının da, söylediklerinin etkisini arttırdığını vurguluyor. Ama hem Seray hem Ozan Kumbasar’ın oldukça güçlü bir gastronomik etik anlayışıyla hareket etmeleri, bu bağlamda sorumluluklarını da arttırıyor: “Biz ilk günden beri, gastronominin insan boyutunu atlamadan çalıştık. Örneğin mekâna stajyerlerimizi daima sadece bölgedeki meslek lisesinden alıyorduk, Michelin ödüllerinden sonra stajyer kotamızı artırdık, şarap konusundaki eğitimlerimizi derinleştirdik. Şimdi onların giderek yetkinleştiğini, bölge üzümünü tanıdıklarını, şarapları çok doğru anlattıklarını gördükçe gurur duyuyorum. Yine bölgedeki üreticilere nasıl en baştan ‘Siz yeter ki pestisitsiz üretim yapın, biz ürününüzü alacağız,’ dediysek, şimdi yerel şarap üreticilerine yerli üzümleri işlemeleri, natürel şarap üretmeleri konusunda teşvik edici oluyoruz, olmalıyız. Güç arttıkça, etki büyüdükçe sorumluluk artar. Eğer BBC, The New York Times gibi mecralarda söyleşilerimiz yer alıyorsa, biz bu alanları bazı konularda farkındalığı artırmak, Türkiye’de sektörün dönüştürücü gücü olmak zorundayız diye düşünüyorum. Bu ödüllerin bölgeye, üreticiye, bağcıya bir katkısı olmalı…”

Türkiye’nin farklı farklı bağlarını gezip üreticiyle direkt temasa geçmenin çok önemli olduğunun altını çizen Kumbasar’a göre, artık önerilerinin daha çok dikkate alınması sayesinde, daha fazla çeşitte yerel şarabı konuklarıyla buluşturabiliyor. Örneğin hep aynı şarapları içen kimi müşterilerinin doğal şarapları da denemesini sağlayabiliyor veya Urla Bağ Yolu’nda yer alan üreticilerin, o bölgenin üzümlerini daha çok ve daha yeni tekniklerle işlemeleri için çağrıda bulunabiliyor. Bunlar, gerçekten de gastronomi habitusunu geliştiren, genişleten adımlar olarak önemli değişimler sağlıyor.


Vino Locale, Dış Mekan © Burçin Esin / Vino Locale
Vino Locale, Dış Mekan © Burçin Esin / Vino Locale

Bu restoranlar, üreticilerle mekân işletmecilerinin, şeflerle sommelier’lerin birlikte ve heyecan duyarak hareket etmesinden harika eşleşmeler çıktığının en büyük kanıtı… Mardin’deki bir likörün Vino Locale’de harika bir sorbeye dönüşmesi, bir anda oradaki üreticilerin emeğinin değerini arttırırken, restoranların da üreticilere karşı sorumluluklarını hatırlatan bir sembole dönüşebiliyor. Ancak Seray Kumbasar, bu anlamda özellikle gastronomi dünyasındaki “kadın devrimi” nden duyduğu memnuniyetin altını çiziyor: “Mutfak ya da şarap, bu sektörde hep erkekleri görürdük. İkimiz de Vino Locale’nin ortağı olduğumuz halde, herhangi bir yere çağrılırken, Ozan ‘şef ve sahip’, bense onun ‘eşlikçisi’ konumunda algılanıyorduk. Belki de bu yüzden, gastronomi dünyasındaki kadınlar olarak birbirimizle çok iyi bir dayanışma ağı kurduk. Benim ilham kaynağım bu kadınlar, kadın üreticiler, kadın işletmeciler, kadın çalışanlar… Tam da bu yüzden, Türkiye’ye ilk kez verilen En İyi Sommelier Ödülü’nü kazanmamı, aynı zamanda ‘bir kadın olarak’ önemsiyorum. Artık bir yere davet ederken Ozan’a ayrı, benim adıma ayrı davetiye gönderiyor, benim de bu ödüllü restoranın ortağı olduğumu dile getiriyorlar: Çünkü ben artık, fazladan bir de sommelier ödülüne sahibim!”

Illustration Image: Vino Locale, Seray Şen Kumbasar, Michelin Sommelier Award 2024 © Burçin Esin / Vino Locale

Özellikler

Keşfetmeye Devam Edin - Okumaktan keyif alacağınızı düşündüğümüz hikayeler

Select check-in date
Rates shown in TRL based on single occupancy.